DEPREM, SIVILAŞMA ZEMİN VE KAYA
Deprem
bölgeleri için en çok sorulan
sorulardan bir tanesi; yıkılan/hasar gören yapıların
ne kadarının zeminlerindeki
sıvılaşma ile ilişkili olduğudur. Hatalı bir şekilde
tüm hasarların zemin sıvılaşmasına bağlı olduğunu ifade edilen kaynaklar
bulunmaktadır.
Öncelikle
kısaca sıvılaşmayı tarfileyelim. Sıvılaşma, özelllikle kumlu, iri siltli suya
doygun ortamlarda dinamik etki ile
(burada deprem) daneler arasındaki bağın kaybolup, zeminin su gibi
davranması (taşıyıcılığını yitirmesi), dinamik etki bitince (deprem,
sallantı) danelerin tekrar birbirine temas ettiği ve
dayanımını geri kazandığı zemin davranışıdır (herkesin anlayacağı bir biçimde açıklamak gerekirse, ince kum ve siltler
elinize aldığınızda pütürlük hissettiğiniz malzemedir. Plajda oynadığınız, dere kenarında biriken kum ve biraz
daha ince daneliler bu grupta
değierlendilir)
Deprem
bölgelerinde, zemin dediğimiz tutturulmamış daneli malzemelerde (halk deyimi ile
alüvyon, dere yatağı malzemesi) meydana gelen yıkımın
tamamı sıvılaşmadan dolayı değildir.
Yer yer
titreşimden dolayı zeminin taşıma gücünü kaybettiği ve üstlerindeki yapıları statik halde ki gibi
(deprem olmayan durum) taşıyamamasından kaynaklanmaktadır.
Sonuç olarak,
yapınızın hasar görmesi için sıvılaşma
olması gerekmez!!! Farklı zemin problemleri
de olabilir.
Kaya ortamlarına inşaa
edilen yapılar (inşaat kalitesi orta seviyede olsa
bile) farklı hasar seviyelerinde olabilir. Ancak bu yapılarda
dahi çoklukla insanların sağ olarak dışarı çıkmasını
sağlayacak süreleri olduğu gözlenmiştir.
Stratejik öneme sahip
ve/veya olmazsa
olmaz mühendislik yapıları hariç olmak kaydıyla ovalara tek kattan
fazla yapı yapma hevesi anlaşılamamaktadır.
Zayıf zemin/ortam
koşullarına yapı yapmaya çalışmak maliyetleri tahminin ötesinde arttırır yada can kaybını…
Kaynak
göstererek kullanılırsa sevinirim - ÖÜ